Zünnûn-ı Mısrî Hazretlerinin Semâ'ı

Zünnûn-ı Mısrî Hazretlerini tutuklu olarak Bağdad'a getirdikleri zaman, Bağdadlı sôfîler yanlarına bir de kasîdehân alıp Hazret-'i ziyârete gitmişler ve demişler ki, "Müsâade etsen şu kasîdehân bir şeyler söylese". Hazret, "Peki" demiş. Kasîdehân başlamış okumaya. Okuduğu kasîdenin bir beyti şu :

Hazret bunu duyunca vecde gelip ayağa kalkmış. Sonra da yüz üstü düşmüş yere ve alnından kan akmaya başlamış, fakat kan yere bulaşmıyormuş. Sonra bir başkası da ayağa kalkmış. Bunun üzerine Hazret ona şöyle demiş, "اَلَّذ۪ي يَرٰيكَ ح۪ينَ تَقُومُۙ". Bunun üzerine adam yerine oturmuş.

Hazret-i Şeyh'in îkâzına sebeb, adamın vecde gelmediği hâlde semâ' için kalkmasıdır. Zîrâ o devirde ehlullah vecd ile yapılmayan semâ'a müsâade etmezlermiş. Bunun hikmetini Hazret'in aşağıdaki beyânâtından anlayabilirsiniz.

Zünnûn-ı Mısrî Hazretlerine semâ' hakkında sorduklarında şöyle demiş :

Hakk vâridinin gönülleri Hakk'a yöneltmek üzere gelmesidir. Kim ona Hakk ile kulak verirse, onun hakîkatine erişir. aksi takdirde ona nefsiyle kulak verirse, zındıklığa düşer. 

Güzel ses hakkında sorulduğunda da şu cevâbı vermiş :

Güzel ses Allah'ın her temiz ve fazîletli erkek ve kadına emânet etmiş olduğu hitâbları ve işâretlerdir. 

Güzel nağmeler hakkında sorulduğunda ise, şu cevâbı vermiş Hazret-i Şeyh :

Bunlar, hâs odalardaki saf, mahcûb ve son derece güzel huylu hûrilerin övgü bahçelerinden duyulan şarkılarındaki nağmelerin tesîriyle ehlini, her şeyin belirleyicisi olan kudret sâhibinin huzurunda "mak'ad-ı sıdk" üzerinde bulunan sonsuz ve devamlı nimetlere götüren tevhîd makâmlarıdır.